08:37
ÇAYÖNÜ İNSANI HAKKINDA BİRÇOK KESİT
Diyarbakır'ın Ergani ilçesi sınırları içinde yer alan Çayönü, tarımın, köy yaşantısının, ilk mimarinin ve toplumsal yapının en iyi izlendiği bir Neolitik Çağ köyüdür. Mehmet Özdoğa'nın da haklı olarak belirttiği gibi Çayönü, kültür tarihi açısından birçok ilki içermektedir. Avcılık-toplayıcılık geçim ekonomisinden yerleşik yaşam biçimine geçiş sürecini en iyi yansıtan Cilalı Taş Devri köyüdür. Tapınakları, ticaret sistemi,madencilik, taş ve kemik işçiliği ile Çayönü Köyü, Yakın Doğu'da ki çağdaşları arasında ön sırada gelmektedir.
(Çayönü'nde bulunan bazalt öğütme taşları)
Doğal cam ve çakmaktaşından yapılmış irili ufaklı çeşitli aletler arasında bıçaklar, kazıyıcılar, deliciler, havan elleri ve taş tokmaklar Çayönü inasanının günlük yaşamında önemli bir yere sahiptir. Yoğun biçimde ele geçen bazalt öğütme taşları, tahılların öğütülüp un haline getirilmesine yarıyordu.
Nüfus yapısında ise Çayönü erişkin iskeletlerinde cinsiyet belirlenirken, kafatasındaki bazı anatomik ayrıntılar, kalça kemiği başta olmak üzere gövde iskeletindeki çeşitli bölgelerin referans olarak ele alındığını görüyoruz. Kafatası ve kalça kemiği iyi korunmuş ise bireyin cinsiyeti %98 oranında doğru olarak belirlenebilir. Yüksek ölümlülük ve yüksek doğurganlık, nüfus biliminde adeta değişmez denklem olmuştur.
İnanış Sistemlerinde ise karşımıza en eski evrede ölüler, evlerin taban altlarına gömülüyordu. Büzülmüş pozisyonda gömülen ölülerde dizler göğse çekilmiş, eller ise yüz hizasındadır. Aşı boyası dışında, ölülerin yanlarında herhangi bir buluntuya rastlanmaz. Izgara planlı yapılarda da ölüler büzülmüş pozisyonda gömülmüşlerdir. Onları bu evrede evlerin taban altlarında degil, genelde iç avlunun kuzeybatı ya da kuzeydoğu köşesinde, zaman zaman da iki avlu arasındaki ızgara açıklığında buluyoruz. Bu evrede ölü hediyesi olarak mezarlarda öğütme taşı, balta ve arada sırada kabuk boncuğa rastlanır. Hücre planlı evlere gelince, hemen hemen hepsinin taban altında büzülmüş pozisyonda gömülen insanların iskeletleri bulunmuştur. Sağ ya da sol taraflarına yatırılarak gömülen ölülerin elleri yüz hizasında tutulmuştur. Ölü hediyeleri bu evrenin başlarında çoğalmaktadır.
Sağlık sorunlarında ise yüzlerce insan iskeletinde yapılmış olan ayrıntılı inceleme sayesinde, Çayönü insanlarının sağlık durumları hakkında çok değerli bilgiler elde edilmiştir. Bu bilgiler sayesinde dört mevsim bir yerde yaşayan, zamanla tarım ve hayvancılığa dayalı bir geçim ekonomisine kavuşan kalabalık bir nüfusun, ne gibi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kaldığını ortaya koyması açısından çok önemlidir.
Diş hastalıkları, atalarımızın beslenme alışkanlıkları hakkında, iskeletin diğer kısımlarına oranla daha isabetli ve güvenilir bilgiler sunar. Bu alandaki araştırmalar sayesinde bugün artık çok iyi biliyoruz ki, diş çürümesi, belirgin diş aşınması, kök apsesi, diş taşı ve dişeti iltihapları günümüzde olduğu gibi tarihöncesi çağlarda da atalarımızın karşılaştığı sorunlardı.
Diş çürüğünün beslenme tarzı ve besin türleri ile yakından ilişkisi vardır. Çürük, aslında karbonhidratlı besinlerin bakteriyel fermantasyonu sonucunda organik aside dönüşmesi ve bu asitli oluşumun, ağızda dişler üzerinde yaptığı tahribattır. Diş çürüğü bir tür enfeksiyonel hastalıktır. Çayönü insanları bizler gibi pasta börek yemiyordu. Bu yüzden de günümüze oranla dişleri çok az çürüyordu. Ama ileri derecede çürümüş dişlerini, verdiği onca ağrıya rağmen, ağızlarında tuttuklarını incelenen çenelerden anlaşıldığını görmekteyiz. Çayönülü bebek ve çocukların süt dişlerinde ise çürük yok denecek kadar azdır; zaten tarih öncesi insanların süt dişlerinde çürük hemen hemen hiç görülmez.
(Çayönülü bir erişkinin alt çenesinde birinci büyük azı dişindeki ilerlemiş çürük. Adeta enfeksiyon yuvası olan bu çürükler, hastanın sağlığınıda önemli ölçüde tehlikeye sokuyordu)
Çayönü "kemik alet çantası" dekoratif olmaktan çok işlevseldir. Zaman içinde gereksinime bağlı olarak yeni biçimler geliştirilmiştir. Değişik büyüklükteki iğne ve çuvaldızlar Çayönü günlük yaşamının vazgeçilmez aletleridir oldukça uzun bir dönem kullanılmıştır. Farklı tipleri olan delici aletler, iğneler gibi, yerleşmenin en başından itibaren fazlasıyla kullanılmıştır. Oldukça özenli işçilik gösteren ip-delikli-aletler bu çantada önemli bir yer tutmaktadır.
YAZAN: Tuğba VAMİN
BİBLİYOGRAFYA
ÖZBEK, Metin, Çayönü'nde İnsan, İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları, 2004.
ÖZDOĞAN, Mehmet- BAŞGELEN, NEZİH, Türkiye'de Neolitik Dönem: Anadolu'da Uygarlığın Doğuşu ve Avrupa'ya Yayılımı: yeni kazılar, yeni bulgular, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, 2007.
0 yorum